Bumerang - Yazarkafe

17 Haziran 2013 Pazartesi

2 günde Adana – Antep – Urfa – Halfeti



2 günde Adana – Antep – Urfa – Halfeti


2 günde Adana, Gaziantep, Şanlıurfa ve Halfeti şu şekilde gezilebiliyor. Antalya’dan sabah 7’de Adana Uçağı var. Adana’ya inince hiç vakit kaybetmeden G.Antep. Gaziantep’te Karşıyakalı Halil Usta’nın yeri. Yeri çok basit çünkü şehrin sembolü gibi. Kime sorsanız da gösterir. Zaten tabelaları takip ederek Karşıyaka’yı bulmak kolay. Oradan sonrası çocuk oyuncağı. Dış mekanı gördüğünüzde hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Fakat içine girdiğiniz zaman, filmlerde gördüğünüz bir pencereden girip bambaşka bir dünyaya açılmış gibi oluyorsunuz.
İçerisi çok kalabalık olduğu için gittiğimiz grupla bile aynı masaya oturamadık. Tüm ünlü hizmet sektörü işletmelerinde olduğu gibi burada da duvarlar daha önceden mekanı ziyaret etmiş ünlülerin resimleriyle dolu.  Fotoğrafta gördüğünüz şekilde duvar ve içerisi olduğu gibi dolu. Duvar eskiler, oturanlar mevcut müşteriler… Halil Usta’da herşeyi yemenizde fayda olduğunu düşünüyorum. Halil Usta’ya özgü olansa Küşleme. Küşleme küçükbaş hayvanların sırt bölgesi etinden yapılıyormuş. Ama benim ilgimi salata çekti. Salatası da mükemmel….
Güzel yemeğin ardından, Gaziantep’in çarşısına doğru yola koyulduk. Merkez’de gezilebilecek türlü yerler olmakla birlikte,  ismen belirtmek gelirse, Şirehanı, Zincirli Bedesten, Tahmis Kahvesi eski yapıları arasında sayılabilir. Ayrıca bu yapıların bir güzel özelliği de halen kullanımda olmaları. Tahmis kahvesine gidip kahve içmeyi herkese öneriyorum. Yöreden yetişen bir otla karıştırılarak yapılan özel bir kahve yapılıyor. Ve çarşıda Fıstık, baklava aldıktan sonra dinlenmek için mükemmel bir nokta. Fakat çok ilginçtir ki siz kahvenizi yudumlarken içeri fotoğrafta gördüğünüz çalgı ekibi de dahil olabiliyor. Bu durumda “Aaaa, ne güzel ya, canlı müzik” falan demeyin, çünkü bahşiş almadıkları sürece kulağınızın dibinde bu ses belli bir süre sonra işkenceye dönüşüyor. 

Bu arada baklava için İmam Çağdaş çok öneriliyor ama şunu kesinlikle belirtmem lazım ki, çok farklı noktalardan da benzer lezzetleri tatmanız mümkün. Çünkü yörenin bir kültürü olduğu için hemen hemen herkes aynı tatlara yakın bir ağız tadı tutturmuş durumda. Fakat İmam Çağdaş’a girdiğiniz zaman baklavanın bedava dağıtıldığını düşünebilirsiniz. Çünkü ben öyle düşünmüştüm. İçerisi tıklım tıklımdı.

Zincirli Bedesten’den bir görüntü. Antep’te kurutulmuş sebze, bakırcılar ve halı dokumacıları mevcut. Diğer doğu illeriyle benzerlik gösteriyor.

Zeugma Müzesi


Bu müze daha önce gezdiğim tüm müzelerden çok farklı bir müzeydi. Nedeni, her yerin mozaik ile dolu olmasından kaynaklanıyor. Müze baştan aşağıya inanılmaz sanat eserleriyle dolu ve yıllarca bu kadar korunmuş olması aklınızı başınızdan alabilir. Tüm güzelliği ve heybetli görüntüleri ile size yüzyıllar önceleri düşündürtüyorlar. Antep’in simgesi olan Çingene Kızı da yine bu müzede sergilenmekte. Çingene Kızı aslında kime ait olduğu belirlenemeyen bir eser. Fakat kazı çalışması sırasında yapılan şakalaşmalar sonucu adının bu şekilde kaldığı belirtilmektedir. Yine müzede alınan bilgiye göre Da Vinci’nin Mona Lisa tablosuna çok benzediği ve üç çeyrek metodu kullanarak resmedildiği öğrenilmiştir. Yüzde hüzün ve sevincin aynı anda görülmesi, gözün siz ne taraftan bakarsanız bakın sizi takip etmesi bu benzetmeye neden olur.


Diğer mozaiklerden görüntüler. Çoğu mozaik eski evlerdeki bahçelerdeki havuzların tabanlarını süslüyormuş.

Zeugma Müzesi tam Urfa yolunda. Zeugma’dan çıktıktan sonra Urfa’ya varıp otele yerleştik. Arkasından bizi bekleyen Sıra Gecesine geçtik. Sıra gecesi ile ilgili detayları burada anlatmıyorum çünkü daha önce belirtmiştim. Aşağı yukarı aynı ama şunu kesin belirtmem lazım ki, Gülizar Konuk Evi Sıra Gecesi deneyimi için en iyi seçeneklerden…. Diğer yerlerde biraz hijyenden yoksunluk sıkıntı yaratabilir. Daha sonrasında da uyanıp Urfa Balıklı Göl, Eyyüp Peygamber’in kabri gibi Urfa’daki mevcut yerlere uğradıktan sonra Halfeti’ye doğru yola koyulduk.










Aşağıda Halfeti'nin o eşsiz yukarıdan görüntüsü...




Siyah Gül, sadece bu bölgede yetişiyormuş. Karagül adlı dizinin çekimleri de burada yapılıyormuş. Halfeti sular altında kalmış eski bir yerleşim artık. Aşağıda sular altında kalan cami ve evler gözüküyor. Dizinin yapıldığı yerlere doğru da tur tekneleri yanaşıyor.