Bumerang - Yazarkafe

25 Eylül 2021 Cumartesi

Şanlıurfa 03.09.2021




2021 yılına kayıt atmak bana çok iyi geldi. Adanayı keyifle yazdım. Urfa'ya başlamak zor olmadı. Öncelikle Urfa deyince akla kesinlikle dini bir gezi programı geliyor. Ama sadece Balıklı Göl, Eyüp Peygamberin kabri gibi yerler dışında son zamanlarda Göbekli Tepe ile tarihte yeni bir çığır açıldı. Urfa taraflarına 2 defa yolum düşmesine rağmen Harran'a ne akla hizmet uğramadığım da ayrı bir soru. 




Şanlıurfa'ya gidecek çocuklu aileler için bir önerim var. Mutlaka çok az da olsa tarih ile ilgili bir şeyler okusunlar. Çocukları ile Şanlıurfa Müzesinde keyifli vakit geçirebilirler. Biz Nehir'le çok muhabbet ettik. Çok şeyler paylaştık. Çünkü müze modern müzecilik anlayışına göre kurulmuş çok açıklayıcı ve anlatıcı bir müze. Çocuğunuza paleolitik çağ nedir, nasıl yerleşik düzene geçtik gibi bir kaç temel bilgiyi öğrenip anlattıktan sonra bir anda tarihi nasıl sevdiğini göreceksiniz. Kafanızda soru işareti olan pek çok şeyin eskiden nasıl yapıldığını da öğrenmeniz mümkün. Cam eşyalar, avcılık malzemeri gibi. Hazırlıklı gitmeniz keyfinizi arttırır. Fakat hazırlıksızsanız da öğrenmenizi sağlayacak bir müze.

Gelelim Göbeklitepe ve Harran'a.. Harran'da Gastronomi Mutfağı diye bir yer var. Kaymakamlık destekli bir proje sanırım. Yerseniz orada yemenizi öneririm. Temiz bir yer. Göbeklitepe'de halen kazılar devam ediyor. Yeni bulgular olabilir diye her çıkan toprak tek tek incecik eleklerden eleniyor. Göbeklitepeyi anlatan güzel bir sinevizyon gösterisi var. Ama ben aşağıda linkini bıraktığım belgeseli izlemenizi öneririm. Urfa merkezden oraya varana kadar izleyerek bilgi sahibi olabilirsiniz. Bilerek gezmek kesinlikle daha keyifli.


Sıra geceleri için de bir önerim var; mideniz çok sağlam değilse her şeyden yiyeceğim diye uğraşmayın.




Gaziantep 02.09.2021


Gaziantep'e gelen insanlar tabi ki ilk önce ne yesem diye düşünüyor ve çevreyi diğer turistlerden öğrenmeye çalışan bizim gibilere de herkes İmam Çağdaş'ı öneriyor. İmam Çağdaş'a bir lafım yok ama yeni şeyler denemek isterseniz (ki biz bu deneyimi oranın yerlisi olan bir tanıdığımız sayesinde öğrendik) sizlere Çulcuoğlu Restoranı öneriyorum. Ala Carte hiç bu kadar ala carte olmamıştı. Ne demek istediğimi ancak gidince anlayacaksınız ama ne gelirse gelsin çok uyumlu ve güzel bir akış içinde geliyor. Daha önceden gidenler için de Antep'te de Urfa gibi farklılıklar olmuş. Örneğin İmam Çağdaş yanındaki Yesemek adlı yöresel yemekleri yapan yer yoktu. Biz bu sefer orada da şansımızı denedik. 




Çarşıda katmer yemeyi, kahve içmeyi ve bulabildiğiniz kadar eski hanları bulmayı ihmal etmeyin.

Tüm bunlar dışında en güncel en farklı yerleri denemek isterseniz arabanızı Muhtar Otoparka parkedebilirsiniz. Sahibi olan genç arkadaş bizi güzel yemek ve kahveler konusunda yönlendirdi. Siz d eondan öğrenebilirsiniz. 


Kalenin alt taraflarında tourist information'ı bulmanızı da tavsiye ederim. İlgili davranıyorlar üstelik Atatürk'ün nasıl Gaziantep nüfusuna da kayıtlı olduğunun hikayesini anlatıyorlar. Tourist Information'ın karşısından giren küçük sokağı takip ederek Gastronomi Müzesini ziyaret edebilirsiniz. Müzenin adı: Emine GÖĞÜŞ. Türkiye'nin ilk Turizm Bakanı Ali İhsan GÖĞÜŞ'ün annesinin adı olarak müzede bilgi verildi. Fakat burada yanlış bir bilgi var. Müze Türkiyede'ki ilk mutfak müzesiymiş. Bu tamam. Ama bu yerin tahsis edilmesi için uğraşan Sayın Ali İhsan GÖĞÜŞ ilk turizm bakanıdır diyorlar ki bu bilgi sanırım yanlış. Wikipedia'ya göre Basın Yayın ve Turizm Bakanlığı olarak kendisinden önce tam 9 bakan görev yapmış. Turizm ve Tanıtma Bakanlığı adını alınca da ilk bakan Nurettin Ardıçoğlu olmuş. Ali İhsan GÖĞÜŞ yine ikinci sırada. Ama hiç bir önemi yok bunun tabi. Fakat bana sorarsanız yaptığı iş muazzam. Annesinin adını yaşatmak için de burayı bağışlayarak özel müze haline getirilmesini sağlamış. 


Bir önerim de mutlaka hanları bulun. Yinelediğimin farkındayım ama sıcak günlerde giderseniz soğuk bir şeyler içmek için, dinlenmek ve notlarınızı kontrol etmek için çok güzel yerler. Tatilde olduğunuzu hissettiren en güzel yerler. Üstelik sokak aralarında kaybolurken bir tane bulursanız çok hoşunuza gidiyor. Sanki kimse bulmamış da siz bulmuşsunuz gibi mutlu ediyor sizi.

Yukarda hiç Zeugma yazmadım. Ama bir daha bir daha gidilebilecek yerlerden. Daha önce 2 defa gittiğim ve hakkında yazdığım için aşağıda bağlantı veriyorum. Tabiki tüm restoranlar içinde de Karşıyakalı Halil Usta'yı tek geçiyorum.



Gaziantep için kısa bir video da aşağıda mevcut...























13 Eylül 2021 Pazartesi

Adana 01.09.2021

Uzunca bir süre hiç bir yere gidemedik. Çünkü hayatımıza pandemi girdi. Daha önce sokakta pek çok kişiye sorsanız pandemi nedir bilmezdi. Şimdi hepimiz uzmanı olduk. Covid-19 ya da diğer adıyla Corona salgın hastalığı ile bambaşka bir hayat bizi buldu. 2020-2021 yıllarını evde geçirdik. Bize pek çok şey öğretti.


Bu musibetten kurtulur kurtulmaz ilk işimiz tabiki tatil oldu. Salgın döneminde restoranlar kapandı, dışarda yemek yemek yasak oldu. Sadece ben değil nerdeyse tüm Türkiye dışarda yemek yemeye hasret kalmıştık ki bu nedenle ilk tatilimiz de bir yemek tatili oldu. Rota; Adana, Antep, Urfa ve Mardin'di. Arabayla gidilen rotada ara noktalar Göbeklitepe ve Harran oldu. 


Adana 2 milyon nüfuslu bir şehir. Gezilecek görülecek tabiki pek çok yer var ama esas görülmesi gereken Adanadaki hareketlilik ve enerji. Şehrin enerjisi yüksek. Gece gündüz bir şeyler yemek içmek mümkün. Ama bizim gibi turist olarak gelip Adana'yı gezecekler için naçizane önerim aşağıdaki haritadaki mini turu atmanız. Bu turun uzayıp kısalmasını da sağlamak sizin elinizde..

Eğer Kuruköprü civarında bir otelde kalıyorsanız (pek çok otel bu bölgede) o zaman bu tur ideal olabilir. Otelden çıktıktan sonra Kuruköprü Anıt Müzesini ve Adana evini görebilirsiniz. Daha sonrasında Bebekli Kilise. Bebekli Kilise denmesinin sebebini aşağıdaki fotoğrafta bırakıyorum. Daha sonra tarihi Büyük Saat. Büyük Saat'in oraya giderseniz kesinlikle yolun iki tarafında (biraz aralarda kalıyor) çarşıları görmeyi unutmayın. Bu çarşılarda güzel ciğercileri bulacaksınız. Kazancılar Çarşısı da yine bu aralarda...
Adana Turumuz (Az yorucu)





Neden Bebekli Kilise?
Büyük Saate Giderken


Büyük Saati gördükten hemen sonra yemek yemenizi öneririm. Bir arka sokakta Ciğerci Memet var. Ciğerci Memed'te Ayhan Sicimoğlu da program yaptı sanırım. 




Tarihi Büyük Saat


Büyük Saatin hemen yanından Ulu Camiye doğru seyirtirken Ziya Paşa'nın büstünü göreceksiniz. Ziya Paşa (1825-1880) hem Adana Valiliği yapmış hem de şair. Büyük Saati de yaptıran Ziya Paşa. O nedenle Büyük Saat yanındaki parkta büstü bulunuyor. 
Ramazanoğlu Medresesi Bahçesi

Ulu Cami
Büyük Saatten sonraki durak Ulu Cami. Ulu Camiye giderken Ziya Paşa parkının hemen önünde çay içilebilecek eski küçük tabureleri olan bir çay bahçesi var. O çay bahçesinin yanında Ramazanoğlu Medresesi var. Medrese halen güzel yazı, tilavet gibi konularda eğitim veriyor. Aktif öğrencileri varken görme şansımız oldu. Güzel, huzur veren bir bahçesi var. O bahçeden çıkınca da İstanbul'un tarihi meydanlarında görmeye çok alışık olduğumuz güvercinler ve yem satıcısı var. Burada Ulu Camiyi gezmek mümkün. Ulu Cami Ramazanoğulları zamanından kalma bir yapı olması nedeniyle de oldukça önemli.



Ulu Cami'den sonra hedef on gözlü olan Taş Köprü. Fakat eskiden 14 gözlü olduğu fotoğraflarda görülüyormuş. Sanırım bazı oteller yapılırken bir kısımları inşaatların altında kalmış. Köprü oldukça estetik duruyor. Önünde de güzel kızım.







Adana Sinema Müzesi ve Atatürk Evi yan yana. Sinema Müzesi elbette çok önemli ve bence dolu dolu. Şehrin Altın Koza Film Yarışması burada bir sinema müzesi olmasını anlamlı kılıyor. Bence umarım yakın zamanda Antalya'da da olur. Behlül Dal Sinema Müzesi açıldı ama hemen sonra kapandı sanırım. Üstelik hem Sinema Müzesi hem de Atatürk Evi ücretsiz gezilebiliyor. Adana Büyükşehir Belediyesine teşekkür ediyoruz. 


Daha sonra da tekrar otele farklı yolları kullanarak dönmek mümkün. Yukarıdaki harita bu konuda size yardımcı olabilir.




Büyük Tur



26 Aralık 2019 Perşembe

Burdur

Memleket... Mutlaka Burdur şiş yiyin. Ne farkı olacak kardeşim demeyin. Sadece Burdur'da Burdur Şiş yenebildiğini unutmayın. Gezilecek yerler ise aşağıda.

Burdur Merkez

Merkezde gezilecek yerlerin başında Ulu Cami, Saat Kulesi ve Taş konak geliyor. Hepsi aynı yerde ve birbirinin çok yakınında. Saat Kulesi ile Ulu Cami bitişiktir. Taş Konağı ise kimse sorsanız gösterirler. Ulu Cami'nin inşaatı Osmanlı öncesi. Hamitoğulları Beyliğine dayanıyor. İnşaat yılı 1300.... Bu nedenle Osmanlı mimarisi gibi yuvarlak kubbeli bir cami değildir. Depremlerde zarar görüp tekrar restore edilmiştir. Çevresindeki sessizlik de insana huzur verir. Oraya çıkan yollarda ve sağa sola dağılan yukarı çarşı yollarında bu huzuru yakalayabilirsiniz.
Burdur Şiş yiyin

Ulu Cami yakınlarında bir ev.
Burdur Garından meydana doğru giden yol kapalı yoldur. Yaya yoludur. Güzeldir. Geçmeden dönmeyin

Antoninler Çeşmesi - MS 160-180

Sagalassos ve İnsuyu Mağarası

Antalya istikametinden geliyorsanız yol üzerinde mutlaka Sagalassos ve İnsuyu Mağarasını gezmenizi öneririm. Sagalassos hele sadece geçerken uğranacak bir yer olmanın ötesinde bence özellikle gelinmesi gereken yerlerin başında geliyor.

Salda Gölü ve Kayak Merkezi

Ulu Cami etrafındaki esnaflardan
Denizli veya İzmir yönünden karayolu ile gelenler ise Salda Gölünü görecekler. Salda Gölü ve hemen yakınında bulunan kayak merkezi sayesinde Yeşilova ilçesi turizme çok elverişli bir yer aslında. Fakat Salda ile ilgili yapılan Türkiye'nin Maldivleri yorumları sonrasında yükselen beklentiler, insanların hayal kırıklığı ile dönmesine neden oluyor. Bu nedenle beklentinizi yükseltmeyin. Hiç birşey yok. Çadır kurmak, doğa yürüyüşü yapmak gibi zevkleriniz varsa bu durumda kesinlikle öneririm Salda Gölü ve çevresini. Akşam dondurucu şekilde soğuk olabilir. Antalya'da kamp gibi düşünmeyin, kalın giyecekleriniz de olsun. Çok fazla tesis yok. Bu nedenle beklentinizi yükseltmeyin. Yoksa gölün ve kumsalının rengi filtresiz bile çok güzel instagram fotoğrafları çekmenize neden olur.

Lycinia - Hacılar Höyüğü

Lycnia doğal yaşama aşık bir veteriner tarafından kurulmuş ve bazı günümüz sorunlarına dikkat çeken bir işletmedir. Kar amacı gütmeyen bu işletme aynı zamanda yardım da almadan çalışma yapmaktadır. Yaban hayatta bulunan ve yaralı veya bakıma muhtaç hayvanları ve lavanta tarlalarını burada bulabilirsiniz. Ayrıca yurt dışından gönüllü olarak gelen ve çalışan gençleri de gördüğünüzde şu tepkiyi vermeniz doğal:"Vay be biz bilmiyoruz burnumuzun dibindeki yeri, elin oğlu ta nerden gelmiş çalışıyor".

Burdur ile ilgili önemli bir yer de Hacılar Köyünde bulunan Hacılar Höyüğü. Hacılar Höyüğü neolitik döneme ait izler taşıyan ve bu nedenle önemli bulgulara sahip olduğumuz bir yer. Detayları da Burdur müzesinde bulabilirsiniz. Özellikle tarih öğrencileri için önemli olabilir.

Aziziye Köyü-Temmuz başı festivalleri

Aziziye Şenlikleri
Şenlikte bir Zeybek
Şenlik Çadırları
Burdur'un en önemli kültür elçilerinden biri Aziziye Köyüdür. Misafirperver halkı ile birlikte tanıştığınızda hem rahat edeceğiniz hem de çok mutlu olacağınız bir yöredir. Temmuz ayı başında gitmenizi ve festivale katılmanızı öneririm. Özellikle sırt çantalılar için mükemmel bir eğlence olacağına inanıyorum. Bir gün önceden gidip çadır kurup takılabilirsiniz. Diğerleri için de
günübirlik gitmek açısından da çok keyiflidir.



Ulu Cami'ye çıkan yollardan biri




Bayram Namazından sonra Belediyenin dağıttığı kahvaltı - Ulu Cami




Taş Oda

Ulu Cami yakınlarında bir çeşme


19 Temmuz 2019 Cuma

2 Günde Antalya



Serden Geçti Parkı (Antalyalılar için Eski İl Özel İdare) 


Antalya'da ekonomik tatil yapmak isterseniz şehrin merkezinde aradığınız her şeyi bulabilirsiniz. İlk önce doğal güzellikler ile başlayıp sonra diğer yönlerini keşfetmek için bahar aylarında rotanızı Selekler Çarşısının yanında bulunan parkla başlayabilirsiniz. İlk etapta hiç bir şey yok gibi olan bu parkta kapalı ahşap kapıların arkasına geçtikte farklı bir noktada olduğunuzu göreceksiniz. Örneğin fotoğraflardaki bu masmavi şelale burada bulunuyor. Bu merdivenleri ve yürüyüş yollarını takip ettiğinizde Kadın Yarı'nın yanında Selekler Çarşısının karşısındaki parka ulaşacaksınız ki buradaki manzara da oldukça tatmin edicidir. Buradan sonra yürüyüş rotanızı Doğu'ya doğru çevirerek Cumhuriyet Meydanına doğru yürümeye başlayın. Sağ tarafınızda asansörü göreceksiniz. Hemen asansöre binmeden önce asansörün arkasındaki alandan yat limanı manzarasını yukardan keşfedebilirsiniz. Daha sonra asansörle aşağıya inip oyuncak müzesini gezebilirsiniz. 

Oyuncak Müzesi

Asansör'den indiniz. Çocuğunuzla birliktesiniz veya değilsiniz bence farketmez, oyuncak müzesine gidebilirsiniz. Giriş ücreti ne kadar halen anlayamadım ama Nehir, eşim ve ben 3 TL verdik sanırım. Çok pahalı bir müze değil. Ama aldığı ücretten daha fazlasını sunuyor. İçeri ilk girişte komik aynalar var. Benim ilgimi çekti, ne zamandır görmemiştim. Eskiden lunaparklarda oluyordu. Arkasından içerde eski oyuncakları bulabilirsiniz. Çelik çomak, telden araba yapmak gibi şeyleri anlatamayan babaların çocuklarını götürmelerinde fayda var. Benim en çok dikkatimi çeken yine endüstrileşmesini erken tamamlamış olan ülkelerin oyuncaklarının kalitesi ve üretildiği yıllardı. Bizim oyuncaklarımız biraz sönük. Çok uzak ülkelerden bile oyuncaklar vardı. Nehir 3,5 yaşında olduğu halde oldukça eğlendi ayrıca. İspatı aşağıdaki video'da da mevcut. :)

Kaleiçi

Eski Kaleiçi Evi

İşte şimdi doğrudan Kaleiçine.... Öncesinde yat limanında bir şeyler yiyip içmek isterseniz öneririm tabiki ama Kaleiçi varken benim her zaman tercihim Kaleiçi. Dışardan gelenlere Yat limanından kalkan 1-2 saatlik tekne turlarını önermiyorum. Orada harcayacakları vakti çok daha güzel şeylerde harcayabilirler. Oyuncak müzesinin önünden dümdüz yukarı tırmanabilir ve direk Kaleiçine girebilirler. Ya da yolu biraz daha uzatıp yat limanını dolanarak merdivenlerden Mermerli Plajının yanındaki merdivenlerden de çıkabilirsiniz. Burada da Kaleiçine girmek eğlenceli olabilir. Sonrasında Kaleiçinde kaybolmak tam da size kalmış bir şey. Yeteneğinize göre kaybolabilirsiniz. İlginç kafe ve otelleri keşfedebilirsiniz. Fiyatlar çok da pahalı olmayacaktır. 
Kaleiçinin sokakları o kadar güzeldir ki Bahar ve yaz aylarında mutlaka 3-4 yeni evlenen çiftin fotoğraf çekimleri için burayı tercih ettiğini görürsünüz. Tüm evlerin arka veya ön taraflarında avluları vardır.
Kaleiçinde Gelinlerimiz

Bazılarından begonviller dışarı sarkar. Restore edilmişleri kadar eski ve bakımsız olanları bile güzel gelir gözünüze. Daha da ilginci Kaleiçi tarihtir. Hemen hemen tüm evlerin altında tarihi eserler vardır. Bulunan bu tarihi eserler mülk sahiplerine zimmetlenir korumaları için kendilerine bırakılır. Örneğin Gazetta isimli Alp Paşa Konağının hemen yan tarafında girdiğim bir restoranın alt tarafını fotoğrafladım. Burada oldukça eski döneme ait tarihi eserler bulunuyordu.
Bu özel işletmelerin bünyesinde bulunan eserler dışında mutlaka görülmesi gereken Üçkapılar, Kesik Minare ( Akşam da burada oturmanızı öneririm, bir şeyler içilecek güzel yerler vardır) Hıdırlık Kulesini de görün mutlaka. Hıdırlık Kulesine geldiyseniz burada sonra yine rotanız doğu olursa artık Karaalioğlu Parkına girmiş olursunuz.
Üçkapılar (Hadrianus Kapısı)
Yalım Park
Antalya'da para harcamadan vakit geçirmek için bahar aylarında Eski Mezbaha Kavşağı denilen noktadan denizi takip ederek yürümeleri durumunda önlerine çıkacak Yalım Park'ta kahvaltı önerebilirim. (Kahvaltılıklarınızı kendinizin götürmesi gerekiyor)

Teneffüs Park
Lunapark, Hayvanat Bahçesi diğer gezilebilecek yerler. Ama buraları zaten başka bir yerde de görebiliyorsanız çocuklu olanlara önerim Teneffüs Park. Teneffüs Parkta çocuklar iyi vakit geçirebilirler, siz de biraz dinlenirsiniz.
Teneffüs Park

Doyran Göleti

Eğer Antalya'ya kışın geldiyseniz  Saklıkente çıkmayı isteyebilirsiniz. Saklıkent kayak merkezi şehir merkezine bir saatlik bir sürüşle gidilebilecek bir mesafede. Ayrıca yolda Doyran Göletini de görme fırsatı yakalamış olursunuz. Yolda mutlaka uğrayın diyeceğim bir güzellik Doyran Göleti.

Saklıkent






Expo Center

Expo Kulesi

Expo Center


Expo Center













Oyuncak Müzesi










Saklıkent Yolunda Piknik Yapan Aileler




Saklıkent

Konyaaltı