
Gemiyle sabah saatlerinde Santorini'ye yaklaştık. "Santorini neymiş böyle ya!!!" dedim kendi kendime gemi yanaşırken. Çünkü resmen film karelerinden fırlamış bir görüntüsü vardı. Televizyonda bir şeyler izliyormuşum gibi hissettim. Her yer belgesellerde izlediğimiz görüntülerle dolu. Sağ taraftaki resim adaya teleferikle çıkarken çekildi.

Bir klişe kilise resmi var Santorini'nin. Ona bakarken, "acaba bu kiliseyi de görebilecek miyiz? Umarım görürüz" diye düşündüğümü hatırlıyorum. Ama adaya indikten 15 dakika sonra aptallığımı anladım tabi. Tüm Kiliseler böyle. Hatta Mikonos'takiler de böyle ama, Mikonos'u gece görünce anlayamamışım. Sonra fotoğraflardan bakınca keşfettim.

Santorini'de eski şehir'in olduğu taraflara mutlaka gitmenizi öneririm. İya diye okunuyor. Sanırım Oia diye de yazılıyor. Sağ elinizle bir C (ters c) oluyor yaparsanız işaret parmağınızın ucunda kalan yer İya oluyor. (Haritayı sonradan buldum). İya'ya varmak için biz araç kiraladık. Araç kiralama tüm adalarda 30-35 Euro civarında seyrediyor. Benzin de çok az alın, çünkü 10 Euro'luk benzin bile fazla gelebiliyor. Zaten arabayla yapılacak pek bir şey yok. Ada minnacıcık geliyor insana. Zaten de öyle sayılır. Ama kaç km2 olduğu ile ilgili bir bilgiye rastlamadım.
Burada da yerler aynı Mikonos gibi çok temiz ve her yer düzenli. Tüm binalar ve mimarileri uyum içinde. İya'da herkesin akşamüstü bulunmasının nedeni gün batımını izlemek. Gün batımını izleyenleri izleseniz daha çok şaşırırsınız. Çok dar merdivenlerde resmen yer bulmak imkansız. Bence gün batımını izleyeceğinize bu Gün batımının izlendiği yerin alt tarafında restoranlar var. Oralardan izleseniz çok daha iyi olur. Hem oturup bir şeyler de yersiniz. Güzel mezeler var.