Bumerang - Yazarkafe

28 Aralık 2014 Pazar

Rodos (Rhodes) 02.06.2014


Rodos'u ben anlatmasam daha iyi. Büyük, diğer adalar gibi değil. Çok şey var. Bence bir günlük bir yer hiç değil.


Müzeleri var, müze sevmeyen bile gider gezer.

Sol taraftaki fotoğraftaki gibi bir kapıdan geçerek eski şehirin olduğu bölgeye giriyorsunuz. Burası gemiden indikten sonra yürüyerek 100 metre gibi bir mesafede yer alıyor. Sağ taraftaki müzeyi de görmenizi öneririm. Hiç bir şey anlatılmasa da bu müzeyi gezmeye değerdi. Çalışanlar duvardaki anlatımların bile resmini çektirmedikleri için hiç bir bilgi alamadım.




Meşhur Rodos Kalesi... Sağ taraftaki resimde girişini görüyorsunuz. Filmlerdeki gibi bir kale resmen. Kale ve müzenin etrafındaki sokaklarda gezmek de çok keyifli.

Yunan adalarında bir özellik var. Hepsinde eşek kullanımı var. Günümüz hayatında eskisi gibi yok tabi ama, turistik olarak hala yaşatılıyor. Bir banka tabelası altındaki eşek istasyonu da çok dikkatimi çekti. Turistik olan bölgelerde bu tür eşek istasyonları var. Donkey Station diye de yazıyor Allah sizi inandırsın. Ama çekemedim fotosunu :(


Sağ taraftaki meydanı gören bir kafede oturup birşeyler içmek güzeldi. Rodos son adamızdı...




Şöyle bir yazdıklarıma baktım da pek yüzmekten falan bahsetmemişim ama Adaların çeşitli yerlerinde plajlar var ve oldukça da temiz Denizi de çok güzel duruyordu.  

Adalar için son bir tavsiye; Kredi kartı doğru düzgün pek bir yerde geçmiyor. Ya da öyle diyorlar bilmiyorum. Yanınızda bolca nakit bulundurun bence. Lüks restoranlar da bile bulunmuyor.

Santorini




Gemiyle sabah saatlerinde Santorini'ye yaklaştık. "Santorini neymiş böyle ya!!!" dedim kendi kendime gemi yanaşırken. Çünkü resmen film karelerinden fırlamış bir görüntüsü vardı. Televizyonda bir şeyler izliyormuşum gibi hissettim. Her yer belgesellerde izlediğimiz görüntülerle dolu. Sağ taraftaki resim adaya teleferikle çıkarken çekildi.


Bir klişe kilise resmi var Santorini'nin. Ona bakarken, "acaba bu kiliseyi de görebilecek miyiz? Umarım görürüz" diye düşündüğümü hatırlıyorum. Ama adaya indikten 15 dakika sonra aptallığımı anladım tabi. Tüm Kiliseler böyle. Hatta Mikonos'takiler de böyle ama, Mikonos'u gece görünce anlayamamışım. Sonra fotoğraflardan bakınca keşfettim.



Santorini'de eski şehir'in olduğu taraflara mutlaka gitmenizi öneririm. İya diye okunuyor. Sanırım Oia diye de yazılıyor. Sağ elinizle bir C (ters c) oluyor yaparsanız işaret parmağınızın ucunda kalan yer İya oluyor. (Haritayı sonradan buldum).  İya'ya varmak için biz araç kiraladık. Araç kiralama tüm adalarda 30-35 Euro civarında seyrediyor. Benzin de çok az alın, çünkü 10 Euro'luk benzin bile fazla gelebiliyor. Zaten arabayla yapılacak pek bir şey yok. Ada minnacıcık geliyor insana. Zaten de öyle sayılır. Ama kaç km2 olduğu ile ilgili bir bilgiye rastlamadım.


Burada da yerler aynı Mikonos gibi çok temiz ve her yer düzenli. Tüm binalar ve mimarileri uyum içinde. İya'da herkesin akşamüstü bulunmasının nedeni gün batımını izlemek. Gün batımını izleyenleri izleseniz daha çok şaşırırsınız. Çok dar merdivenlerde resmen yer bulmak imkansız. Bence gün batımını izleyeceğinize bu Gün batımının izlendiği yerin alt tarafında restoranlar var. Oralardan izleseniz çok daha iyi olur. Hem oturup bir şeyler de yersiniz. Güzel mezeler var.